Çocuklar için okuma zamanı: 9 dk
Bir zamanlar kral büyük bir savaşa girmişti, ama askeri azdı; çünkü onlara az para veriyordu, yani bununla geçinemezlerdi. Bir gün üç tane asker baş başa vererek ordudan kaçmayı düşündüler. Biri şöyle dedi: „Ama bizi yakalarlarsa darağacını boylarız! Ne yapsak ki?“ Öteki, „Karşıda bir buğday tarlası var, orada saklanırız. Kimse bizi bulamaz, çünkü askerlerin oraya girmesi yasak; ertesi gün de oradan kaçar gideriz“ diye cevap verdi. Tarlaya girdiler, ama ordu yer değiştirmeyince orada kalıp saklandılar. İki gün iki gece buğdayların arasında kaldılar, ama karınları o kadar acıktı ki, nerdeyse açlıktan öleceklerdi. Ama dışarı çıksalar yüzde yüz öleceklerdi! „Anlaşılan buradan kaçamayacağız“ diye konuştular. Derken ağzından alevler fışkıran bir canavar yavaşça yanlarına indi gökten ve onlara neden burada saklandıklarını sordu. Onlar şöyle cevap verdi:
„Biz üç askeriz; ordudan kaçtık, çünkü çok az para alıyorduk. Ama şimdi burada hep böyle kalırsak açlıktan öleceğiz; dışarı çıkarsak bizi yakalayıp darağacında sallandırırlar!“ – „Yedi yıl benim hizmetimde kalırsanız sizi kimse görmeden askerlerin arasından geçiririm“ dedi canavar. „Başka çaremiz yok, kabul edelim“ diye aralarında karar aldı askerler. Bunun üzerine canavar onları pençeleriyle alıp havalandı ve karargâhın üzerinden geçip kimse görmeden yine yere bıraktı. Aslında bu canavar Şeytan’dan başka biri değildi! Askerlere küçük bir kamçı vererek:
„Bunu ne kadar şaklatırsanız size o kadar altın para yağar; bununla krallar gibi yaşarsınız, atlarınız olur, arabalarınız olur, ama yedi yıl sonra bana ait olacaksınız!“ diyen canavar onlara bir defter uzattı; her üçü de bunu imzaladı. „Benim olacaksınız“ diye devam etti, „Ama size vereceğim bilmeceyi çözerseniz yine özgür kalırsınız, yani üzerinizde artık hiç etkim kalmaz.“
Böyle söyleyen canavar uçup gitti. Üç asker kamçıyla yola çıktılar; artık sayılamayacak kadar çok paraları vardı; kendilerine yeni ve pahalı giysiler yaptırıp bütün dünyayı dolaştılar. Nereye gitseler orada vur patlasın çal oynasın, yediler içtiler, ama kimseye bir kötülükleri dokunmadı. Zaman çabuk geçti. Yedinci yılın sonuna doğru askerlerden ikisini bir korku aldı, ama en gencinin bir şeye aldırış ettiği yoktu. „Korkmayın yahu, ben bu aklı peynir ekmekle yemedim, bilmeceyi çözerim!“ dedi. Tarlaya gidip oturdular, ama ikisinin suratı asıktı. Derken yaşlı bir kadın çıkagelerek onların neden böyle üzgün olduklarını sordu. „Niye soruyorsun ki, nasılsa bize yardım edemezsin“ dediler. „Belli olmaz“ dedi yaşlı kadın, „Anlatın bakayım, nedir derdiniz?“
Bunun üzerine nasıl yedi yıl boyunca Şeytanın hizmetinde olduklarını, onun kendilerine nasıl dünyanın parasını verdiğini, ama yedi yıl sonra kendilerine verilecek bilmeceyi çözemedikleri takdirde nasıl ona teslim olacaklarına dair sözleşme imzaladıklarını anlattılar. Yaşlı kadın, „Yardım istiyorsanız içinizden biri ormana gitsin, orada yıkılmak üzere olan kayalık bir mağara görecek. Onun içine girsin, o zaman aradığı yardımı bulacaktır“ dedi. İki üzgün asker, „Bunun bize bir yararı olmaz“ diyerek oturdukları yerde kaldılar. Ama üçüncüsü, yani neşeli olanı yola çıktı; ormana vardı, kayalık mağarayı buldu. Mağaranın içinde çok, ama çok yaşlı bir kadın oturmaktaydı. Bu, Şeytan’ın ninesiydi! Kadın ona nerden geldiğini ve burda ne aradığını sordu. Oğlan ona olan bitenleri anlattı; kadın ondan hoşlandı ve yardım etmek istedi. Mutfaktaki kocaman bir taşı kaldırdı, altı mahzendi. „Şimdi şurda saklan! Tüm konuşulanları işiteceksin. Sessiz ol ve sakın yerinden kıpırdama. Canavar buraya gelince ben kendisine bilmeceyi soracağım; o bana bunu söyler; sen onun vereceği cevaba dikkat et!“
Tam gece yarısı canavar uçarak geldi ve yemek istedi. Ninesi sofrayı hazırladı, yiyecek içecek getirdi; canavarın keyfi yerine geldi. Birlikte yiyip içtiler. Kadın laf arasında ona gününü nasıl geçirdiğini, kaç tane ruh satın aldığını sordu. „Bugün pek verimli geçmedi“ diye cevap verdi Şeytan. „Ama elimde üç tane asker var, onlar garantide!“
„Yaa, üç asker“ dedi yaşlı kadın, „Ama kaçabilirler.“
Şeytan alaylı alaylı: „Onlar artık benim sayılır, çünkü onlara asla çözemeyecekleri bir bilmece soracağım“ dedi. „Neymiş o bilmece?“ diye sordu kadın. „Söyleyeyim sana. Cehennemdeki yemekleri, Kuzey Denizi’nde yatan uzun kuyruklu ölü bir maymun kızartması olacak, bir balinanın kaburga kemiğinden yapılma gümüş kaşık kullanacaklar ve bardakları da içi oyulmuş bir at bacağından yapılmış olacak. Bunları bilmeleri gerekecek.“
Ve Şeytan yatmaya gidince yaşlı ninesi taşı kaldırarak askeri dışarı çıkardı. „İyice dikkat ettin mi?“ diye sordu. „Evet, ettim; bu bana yardımcı olacaktır“ dedi oğlan ve başka bir yoldan, başka bir pencereden atlayarak hemen arkadaşlarının yanına döndü. Onlara yaşlı ninenin kurnazlığını, Şeytanın ağzından nasıl bilmecenin cevabını aldığını falan anlattı. Hepsinin neşesi yerine geldi; kamçıyı şaklattıkları gibi o kadar bol paraya kavuştular ki, dünya yerinden oynadı. Yedi yıl sona erdiğinde Şeytan elindeki defterle çıkageldi ve:
„Sizi şimdi cehenneme götüreceğim; orada nasıl bir yemekle karşılaşacaksınız, söyleyin bakalım! Bilirseniz serbest kalacaksınız kamçı da sizin olacak!“ dedi. Birinci asker, „Kuzey Denizi’nde uzun kuyruklu ölü bir maymun yatmakta; onun kızartmasını yiyeceğiz“ diye cevap verdi. Şeytan bozuldu. „Hm! Hm! Hm!“ diye homurdandıktan sonra ikinci askere sordu:
„Kaşıklarınız nasıl olacak?“
„Bir balinanın kaburgasından yapılmış gümüş bir kaşık olacak.“
Şeytan surat astı ve yine üç kez homurdandı: „Hm! Hm! Hm!“ Sonra üçüncüye sordu:
„Şarap bardağınız nasıl olacak?“
„Yaşlı bir at ayağından yapılmış olacak.“
Şeytan öyle bir haykırdı ki! Çünkü artık üç asker üzerindeki etkisini tamamen yitirmişti! Üç asker kamçıyı şaklattıkları gibi yine bol paraya kavuştu. Ve ömürlerinin sonuna kadar da mutlu yaşadılar.

Arka plan
Yorumlar
Dilbilim
„Şeytan ve Ninesi,“ Grimm Kardeşler tarafından derlenmiş bir masaldır ve klasik Alman halk hikayeleri arasında yer almaktadır. Bu masal, üç asker ve Şeytan arasındaki bir anlaşmayı konu alır. Askerler, düşük ücretler nedeniyle ordudan kaçmaya karar verirler fakat yakalanma korkusuyla bir buğday tarlasına sığınırlar. Açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarında, Şeytan onlara bir öneride bulunur: Yedi yıl boyunca hizmetkarları olacaklar, ardından bilmecesini çözemezlerse ruhlarına sahip olacaktır. Karşılığında ise istedikleri kadar altın paraya sahip olma imkanı verir.
Masalın ilerleyen bölümünde askerler, yedi yıl boyunca lüks içinde yaşar. Ancak bu süre sonuna doğru, iki asker korkuya kapılır. Üçüncüsü ise çözüm bulma umudunu kaybetmez. Yaşlı bir kadınla karşılaşırlar; bu kadın onlara bir mağaradaki Şeytan’ın ninesinden yardım alabileceklerini söyler. Mağarada saklanan genç asker, Şeytan’ın ninesinin yardımıyla bilmecenin cevabını öğrenir. Sonuçta, Şeytan’a bilmecenin cevabını doğru bir şekilde verirler ve özgürlüklerini kazanırlar.
Bu tür masallar, genellikle ahlaki dersler içerir ve zorlu durumlardaki yaratıcılığı, cesareti ve dostluğu vurgular. „Şeytan ve Ninesi“ de, cesaret ve kurnazlıkla, kötü niyetli güçlerin üstesinden gelinebileceği mesajını taşır.
„Şeytan ve Ninesi“ masalı, Grimm Kardeşler’in eserlerinden biri olup, ahlaki dersler ve insanın doğası üzerine öğütler barındıran bir hikayedir. Genellikle bu tür masalların farklı yorumları ve analizleri, toplumsal ve kültürel bağlamlara veya masalın öğretilerine odaklanır.
Ebedi Müzakere ve Kurnazlık: Bu yorumda, masalın ana teması olarak insan zekâsı ve fırsatçılık üzerinde durulabilir. Üç askerin, Şeytan’la yaptığı anlaşmadan kurtulmak için ninenin yardımıyla kurnazca bir plan yapmaları, zekâ ve kurnazlığın en zor durumlardan bile kurtulmaya yardımcı olabileceğini gösterir. Burada önemli olan, sorunlarla doğrudan yüzleşmek yerine yaratıcı çözümler aramaktır.
Ahlaki ve Etik Değerler: Masal, ahlaki ikilemler ve kişisel değerler üzerine de bir okuma yapılabilir. Askerlerin Şeytan’la yaptıkları anlaşma, kısa vadeli kazançlar ve uzun vadeli sonuçlar arasındaki etik çatışmayı temsil eder. Bu, ahlaki değerlerin korunması ve servet ya da güç uğruna feda edilmemesi gerektiği şeklinde yorumlanabilir.
Toplumsal Kaçış ve Adalet: Askerlerin orduyu terk etmesi, otoriter bir yönetim ve adaletsiz koşullardan kaçışı sembolize edebilir. Buna göre, masal özgürlüğün önemini ve adaletin sağlanması gerektiğini vurgular. Ayrıca, ninenin yardımı, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın önemini ortaya koyar.
Mitolojik ve Sembolik Anlatılar: Masaldaki semboller ve karakterler, derin mitolojik anlamlar içerebilir. Örneğin, Şeytan zenginlik vaadiyle gelen ve ruhları avlayan bir varlık olarak dünyevi arzuları, ninesi ise bilgelik ve gizli bilgilerin koruyucusu olarak eski bilgeliği temsil edebilir. Bu, geleneksel bilgeliklerin kuşaklar boyunca devam edişini sembolize edebilir.
Yedi Yılın Önemi: Yedi yıl teması, birçok kültürde önemli mitolojik ve sembolik bir anlama sahiptir; doğanın döngüleri, büyüme ve olgunlaşma süreçleriyle eşleştirilebilir. Bu masalda, yedi yıl süren anlaşma, askerlerin hem fiziksel hem de ruhsal olarak olgunlaşmasını temsil edebilir.
Bu yorumlar, masalın derin anlam katmanlarına ilişkin çeşitli perspektifler sunmakta ve okuyucunun masal üzerindeki düşüncelerini genişletmektedir.
Grimm Kardeşler’in „Şeytan ve Ninesi“ adlı masalı, birçok masalda olduğu gibi ahlaki dersler ve toplumsal eleştiriler içeren zengin bir hikayedir. Bu masal üzerinden bazı dilbilimsel ve tematik analizler yapmak mümkündür:
Dil Yapısı ve Sözcükler: Masal, sade bir dil yapısıyla yazılmış olup doğrudan anlatımı tercih edilmiştir. Sözcük seçimleri genellikle günlük dilde kullanılan basit ve anlaşılır kelimelerdir. Örneğin, „asker“, „şeytan“, „sözleşme“ gibi kelimeler okuyucunun hikayeye kolayca dahil olmasını sağlar.
Zaman ve Yer İfadeleri: Masalın zaman ifadesi belirsizdir, „Bir zamanlar“ ifadesi klasik masal anlatılarında sıkça kullanılan bir başlangıçtır. Mekân ise daha belirgin bir şekilde belirlenmiştir; buğday tarlası, orman, mağara gibi unsurlar masalın geçtiği yerleri tasvir etmek için kullanılır.
Karakter Diyalogları: Diyaloglar doğrudan karakterlerin düşünce ve duygularını yansıtır. Askerlerin endişeleri ve kararsızlıkları, Şeytan’ın kendinden emin tavrı ve bilmece üzerinden sağlanan gerilim, okuyucuyu hikayeye çeker.
Tematik Analiz
Kaçış ve Sözleşme: Hikayenin merkezi teması kaçış ve yapılan sözleşmedir. Askerler, zorlu bir durumdan kaçmak için Şeytan’la bir anlaşma yaparlar. Bu, masallarda sıkça rastlanan „şeytanla pazarlık“ temasının bir örneğidir ve anlaşmanın sonuçları üzerine düşünmeyi teşvik eder.
Bilgelik ve Zekâ: Masal, bilgelik ve zekânın gücünü vurgular. Genç asker, şeytanın bilmecesini zekâsını kullanarak çözerek kurtuluşu sağlar. Bu durum, okuyucuya zor durumlarda akıllıca düşünmenin önemini anlatır.
Ahlaki Ders: En sonunda askerlerin zekâ ve cesaretle şeytanı alt etmeleri, masalın ahlaki mesajını pekiştirir: Zorluklar karşısında pes etmeyip stratejik düşünmek önemlidir. Ayrıca, masal materyalist bir hayatın geçici cazibesine karşı da bir uyarı olarak okunabilir.
Toplumsal Eleştiri: Masal, askerlerin maddi zorluklar nedeniyle orduyu terk etmesini anlatarak dolaylı bir toplumsal eleştiri yapar. Ordunun koşullarının kötü olması, askerlerin hayatlarını riske atarak çözüm arayışına girmelerine neden olur.
Bu şekilde dilbilimsel ve tematik analizler yaparak, Grimm Kardeşler’in „Şeytan ve Ninesi“ masalını daha derinlemesine anlama fırsatı bulabiliriz.
Bilimsel analiz için bilgiler
Gösterge | Değer |
---|---|
Numara | KHM 125 |
Aarne-Thompson-Uther Endeksi | ATU Typ 812 |
Çeviriler | DE, EN, DA, ES, FR, PT, IT, JA, NL, PL, RU, TR, VI, ZH |
Björnsson tarafından okunabilirlik indeksi | 45 |
Flesch-Reading-Ease Endeksi | 0 |
Flesch–Kincaid Grade-Level | 12 |
Gunning Fog Endeksi | 19 |
Coleman–Liau Endeksi | 12 |
SMOG Endeksi | 12 |
Otomatik Okunabilirlik Endeksi | 11.1 |
Karakter Sayısı | 5.824 |
Harf Sayısı | 4.772 |
Cümle Sayısı | 88 |
Kelime Sayısı | 805 |
Cümle Başına Ortalama Kelime | 9,15 |
6'dan fazla harf içeren kelimeler | 289 |
Uzun kelimelerin yüzdesi | 35.9% |
Toplam Heceler | 2.012 |
Kelime Başına Ortalama Heceler | 2,50 |
Üç Heceli Kelimeler | 347 |
Üç Heceli Yüzde Kelimeler | 43.1% |