Childstories.org
  • 1
  • Çocuk
    peri masalı
  • 2
  • Okuma zamanına
    göre sıralandı
  • 3
  • Okumak için
    mükemmel
Altın Kaz
Altın Kaz Märchen

Altın Kaz - Masal Grimm Kardeşler

Çocuklar için okuma zamanı: 12 dk

Evvel zaman içinde bir adamın üç oğlu vardı. En küçük oğlunun adı Şapşalcık’tı. Bu yüzden her fırsatta alaya alınır, küçümsenir, hor görülürdü. Günlerden bir gün en büyük oğul ormana, odun kesmeye gidecekti. Yola çıkmadan önce annesi ona azık olarak güzel, kocaman bir pişiyle bir şişe şarap verdi. Delikanlı ormana vardığında ufacık tefecik, kır saçlı bir ihtiyar adamla karşılaştı. İhtiyar, „Bana bir lokma pişiyle bir yudum şarap verir misin?“ dedi. „Çok acıktım, çok susadım.“

Delikanlı, „Sana pişimle şarabımdan verirsem bana hiçbir şey kalmaz,“ dedi. „Bas git buradan.“ Sonra ihtiyarı orada bırakarak yoluna devam etti. Derken bir ağacı kesmeye başladı. Ama ancak birkaç kez vurduğu baltası elinden kayarak koluna saplandı. Kolu öyle kötü kesilmişti ki, çocuk eve dönüp yarasını sardırmak zorunda kaldı. Besbelli bu yara o küçük, ihtiyar adamın marifetiydi. Bundan sonra ortanca oğul ormana gitti. Annesi ona da bir pişiyle bir şişe şarap verdi. Aynı minik ihtiyar adam ortanca oğulun karşısına da çıkarak bir lokma pişiyle bir yudum şarap istedi. Ortanca oğul da, „Sana verirsem bana ne kalır?“ diyerek ihtiyarın isteğini geri çevirdi, yoluna devam etti. Layığını da çok geçmeden buldu: Baltasıyla ağaca anca iki kez vurmuştu ki, kendi bacağını yaralayarak eve dönmek zorunda kaldı. O zaman Şapşalcık ormana gidip odun kesmek için babasından izin istediyse de babası, „Olmaz,“ dedi. „Ağabeylerin odun keserken yaralanmışlar; sen de bir yerlerini kesersin çünkü bu işlere aklın ermiyor.“ Ama Şapşalcık öyle yalvarıp yakardı ki sonunda babası, „Pekâlâ, git bakalım,“ demek zorunda kaldı. „Başına geleceklerden belki ders alır, dikkatli olmayı öğrenirsin.“

Annesi Şapşalcık’a külde pişmiş bir çörekle bir şişe ekşi bira verdi. Şapşalcık ormana girdiğinde karşısına gene o ufacık tefecik, kır saçlı ihtiyar çıkarak, „Bana bir lokma çörekle bir yudum içecek ver,“ dedi. „Çok acıktım, çok susadım.“

Şapşalcık, „Külde pişmiş bir çöreğimle bir şişe ekşi biram var,“ dedi. „Hoşuna giderse otur, karnımızı birlikte doyuralım.“

Oturdukları zaman Şapşalcık bir de ne görsün? Çöreği kocaman, puf bir pişiye, ekşi birası da nefis bir şaraba dönüşmemiş mi? Yiyip içtiler, sonra kır saçlı ihtiyar, „İyi yürekli olduğun; elindekini, avucundakini seve seve paylaştığın için ben de sana uğur getireceğim. Bak şurada ihtiyar bir ağaç var. Git kes, köklerinin arasında bir şey bulacaksın,“ diyerek oradan ayrıldı. Şapşalcık hemen gidip ağacı kesti. Ağaç yere devrilince köklerinin arasında tüyleri katıksız altından bir kaz ortaya çıktı. Şapşalcık kazı alarak gecelemeyi tasarladığı hana götürdü. Hancının üç kızı vardı. Kazı görür görmez akılları bu güzel hayvanda kaldı; hiç değilse ondan bir tüy koparmak istediler. En büyük kız tüy koparmak için fırsat kollamaya başladı. Tam Şapşalcık’ın dışarı çıktığı sırada kız uzanıp kazın kanadını tuttu ama başparmağıyla işaretparmağı kanada yapışıp kaldı; kız, parmaklarını bir türlü kurtaramadı.

Altın Kaz MasalGörüntü: Paul Hey (1867 – 1952)

Az sonra ortanca kız da tüy koparmak için geldi ama ablasına dokunur dokunmaz yapışıp kaldı. Çok geçmeden en küçük kız da aynı niyetle içeri girdi. Ablaları, „Yaklaşma! Tanrı aşkına geri durT“ diye bağırdılarsa da kız onları dinlemedi. „Kendileri gelmişler, ben neden gelmeyecekmişim?“ diye düşünerek ileri atıldı. Ne var ki, eli ablasına değer değmez yapıştı. Böylece üç kız kardeş geceyi kazın yanında geçirmek zorunda kaldılar. Ertesi sabah Şapşalcık, hancının kızlarına aldırmadan kazı kanadının altına alarak dışarı çıktı. Kızlar hâlâ yapışık durumda peşinden koşup duruyorlardı. Derken bir tarlada karşılarına köy papazı çıktı. Bu tuhaf durumu görünce, „Ne ayıp şey!“ diye bağırdı. „Sizi haylaz kızlar, sizi! Ne diye bu genç adamın peşinden koşup duruyorsunuz? Hadi, bırakın şu maskaralığı!“

Böyle diyerek en küçük kızı elinden tutup çekmeye yeltendi. Ne var ki, ona dokunur dokunmaz kendisi de yapışıp kaldı ve ister istemez kafileye katıldı. Az sonra papazın yardımcısı sokağa çıktı ve kendi üstü olan papazı üç genç kızın peşinden koşarken gördü. Buna son derece şaşırarak, „Heey, efendim!“ diye bağırdı. „Nereye gidiyorsunuz böyle telaşla? Bugün bir vaftiz törenimiz var, unuttunuz mu?“ diye koşup papazın cüppesinin eteğini tuttu. O da cüppeye yapışıp kaldı. Böylece beşi peş peşe koşmayı sürdürürken karşılarına ormandan dönen, eli baltalı iki köylü çıktı. Papaz bağırarak onlara seslendi, gelip kendisiyle yardımcısını kurtarmaları için yalvardı. Gel gelelim köylüler de yardımcıya dokunur dokunmaz yapıştılar. Böylece Şapşalcık’la altın kazın peşinde gidenlerin sayısı yedi oldu. Gide gide bir kente geldiler.

Altın Kaz MasalGörüntü: Otto Kubel (1868 – 1951)

Bu kenti yöneten kralın kızı çok ciddiymiş; öyle ciddiymiş ki, kral, „Kızımı kim güldürebilirse onunla evlendireceğim,“ diye bir ferman çıkarmış. Bizim Şapşalcık bunu duyunca, kazı ve peşindekilerle birlikte dosdoğru prensesin karşısına çıktı. Prenses birbirinden kopamayarak peş peşe koşuşturan bu yedi kişiyi görünce öyle bir gülmeye başladı, kahkahalarını öyle bir koyverdi ki, bir daha hiç susmayacak sanırdınız. Bunun üzerine Şapşalcık onun eş olarak kendine verilmesini istedi. Ne var ki, bu damat adayından hiç hoşlanmamış olan kral, onun bu isteğine engel olmak için, „Bana bir mahzen dolusu şarabı içebilecek
bir adam bulup getirmelisin!“ diye başka bir koşul ileri sürdü. Şapşalcık o kır saçlı ihtiyarcığın kendisine hiç kuşkusuz yardım edebileceğini düşünerek hemen ormana, o ağacı kesmiş olduğu yere koştu. Bir de ne görsün, orada yüzü asık bir adam oturuyordu. Şapşalcık ona bu tasasının nedenini sorunca adam, „Öyle bir susadım ki, içtiklerim susuzluğumu gidermiyor,“ diye yanıtladı. „Su içmeyi hiç sevmiyorum; bir fıçı şarabı dersen bir dikişte bitiriyorum: Kızgın sobaya damlamış bir damla su, sanki!“

„Üzülme, ben senin derdine çare bulabilirim,“ dedi Şapşalcık. „Gel benimle, susuzluğunu giderelim.“

Böyle diyerek adamı kralın mahzenine götürdü, adam da fıçı fıçı şarapları içmeye koyuldu.

Altın Kaz MasalGörüntü: Paul Hey (1867 – 1952)

Öyle içti, öyle içti ki, damarları şişti, gene de akşam olmadan bütün şarap fıçıları boşalmıştı. Şapşalcık kraldan bir kez daha prensesi istedi. Ne var ki kral herkesin Şapşalcık dediği bu çirkin gence kızını vermek istemediğinden yeni bir koşul ileri sürerek, „Bana dağ gibi bir yığın ekmeği yiyip bitirebilecek bir adam bulmalısın,“ dedi. Şapşalcık uzun uzun düşünmeye gerek duymadan gene ormanın yolunu tuttu. Orada, aynı yerde bir adam oturmaktaydı. Kemerini iyice sıkmıştı. Yüzünü feci biçimde buruşturarak, „Bir fırın dolusu francala yedim ama bu, benim kadar aç olanın dişinin kovu
ğuna bile gitmez!“ deyip duruyordu. „Kemerimi böyle sımsıkı sıkmasam açlıktan öleceğim!“

Bu sözleri duyan Şapşalcık sevinerek, „Kalk, benimle gel,“ dedi. „Karnını doyurmaya yetecek kadar yiyecek bulurum sana.“

Şapşalcık adamı kralın sarayına götürdü. Bu arada kral ülkesindeki olanca unu toplatarak dağ gibi bir yığın ekmek pişirtmişti. Ormandan gelen adam bu ekmek dağının başına geçerek yemeye girişti, akşam olmadan bütün ekmekleri silip süpürdü. Bunun üzerine Şapşalcık üçüncü kez kraldan prensesi eş olarak istediyse de kral gene kızını vermek istemedi. Bu kez hem karada hem suda gidebilecek bir gemi istedi, „Ancak bu isteğimi de yerine getirirsen kızımı alabilirsin,“ dedi. Şapşalcık gene dosdoğru ormana gitti ve orada çöreğini paylaşmış olduğu o kır saçlı, ufacık ihtiyarı buldu. Ne istediğini anlattığı zaman ihtiyar ona hem karada hem de suda gidebilen bir tekne vererek, „Seninle yiyip içtiğim için sana bu gemiyi veriyorum,“ dedi. „Bütün bunları yapmamın nedeni senin iyi yürekli olmandır.“

Kral gemiyi görünce artık kızını Şapşalcık’a vermemezlik edemedi. Düğün dernek yapıldı. Kralın ölümünden sonra tahta Şapşalcık geçti ve eşiyle birlikte uzun, mutlu bir ömür sürdü.

Başka bir kısa peri masalı okuyun (5 dakika)

LanguagesLearn languages. Double-tap on a word.Learn languages in context with Childstories.org and Deepl.com.

Arka plan

Yorumlar

Dilbilim

„Altın Kaz“ masalı, Grimm Kardeşler’in derlediği halk hikayelerinden biridir. Masal, Şapşalcık adlı küçük bir oğlanın başından geçen olayları anlatır. Üç kardeşin en küçüğü olan Şapşalcık, her zaman alay konusu olur ve küçümsenir. Ancak iyi yürekli ve cömert bir insan olan Şapşalcık, kimseden esirgemediği yardımları sayesinde kaderini değiştirir.

Şapşalcık’ın masalı, ders verici bir nitelik taşır. Masal, iyilik yapmanın ödüllendirileceği, bencilliğin ise cezalandırılacağı mesajını verir. Kendisinden yardım isteyen yaşlı bir adamla karşılaşan Şapşalcık, elindekileri paylaşır ve bunun sonucunda altından bir kaz bulur. Kazla birlikte hanın kızları ve diğerleri arasında komik ve fantastik olaylar zinciri başlar.

Masal, Şapşalcık’ın kralın kızını güldürmesi ve onunla evlenebilmesi için yaşadığı maceralarla devam eder. Şapşalcık, dileği yerine getiren ihtiyarın yardımları sayesinde kralın zorlu görevlerini birer birer başarır. Sonunda, iyi kalpli olduğu için hem prensesle evlenme hakkını elde eder hem de krallığın başına geçer.

„Altın Kaz“, insanların içindeki iyi niyetin ve yardımseverliğin ne kadar güçlü bir etki yaratabileceğini sembolik ve eğlenceli bir şekilde anlatan bir masaldır.

„Altın Kaz“ masalı, Grimm Kardeşler tarafından yazılmış bir halk anlatısını baz alır ve insanların iyi kalpliliği, paylaşma ve cömertlik gibi erdemlerini öne çıkarır. Bu masalın farklı yorumları ve analizleri aşağıda yer almaktadır:

Paylaşmanın Gücü: Masal, paylaşmanın önemini ve cömertliğin sonunda ödüllendirildiğini vurgular. Şapşalcık, ailesi tarafından küçümsenmesine rağmen elindeki az da olsa yiyeceği ihtiyarla paylaşarak iyi kalpliliğini gösterir ve bu davranışının sonucunda birçok ödülle karşılaşır.

Görünüşe Aldanmama: Şapşalcık’ın dış görünüşü nedeniyle alay konusu olması fakat sonunda kralın kızıyla evlenmesi ve kral olması, insanları dış görünüşlerine göre yargılamanın yanıltıcı olabileceğini anlatır.

İyiliğin Karşılığı: İhtiyar adamın Şapşalcık’a verdiği bilgiler ve ödüller, dünyada yapılan iyiliklerin er ya da geç karşılık bulacağı mesajını taşır.

Toplumsal Normlara Eleştiri: Kızların kazın peşine takılıp yapışıp kalmaları ve bu durumun toplumsal normlarca garip karşılanması, toplumun hızlıca yargılayıcı olabileceğine dair bir eleştiri sunar.

Zorlukların Üstesinden Gelme: Şapşalcık’ın karşısına çıkan zorlukları aşması ve her seferinde bir çözüm bulması, cesaret, azim ve çözüm odaklı olmanın önemini gösterir.

Klasik Masal Ögeleri: Masal, klasik halk masallarında sık rastlanan „üç“ kuralını kullanır. Üç oğul, üç kız kardeş, üç görev gibi tekrarlanan üç ögesi, masalsı anlatının ritminin bir parçasıdır ve dinleyicinin dikkatini canlı tutar.

Bu yorumlar, masalın sunduğu mesajların ve öğretilerin farklı yorumlarını keşfetmeye yardımcı olabilir ve masalı zenginleştirir.

“Altın Kaz” adlı masalın dilbilimsel analizi, masalın dil yapısına, sözcük seçimine, anlatım tarzına ve anlatıcının sesine odaklanır.
İşte bu masalın dilbilimsel unsurlarını inceleyelim:

Dil ve Üslup

Basit Dil ve Kısa Cümleler: Masal, çocuklara hitap ettiği için dil oldukça basittir. Cümleler genellikle kısa ve anlaşılır yapıdadır. Bu durum, çocukların metni kolayca takip etmelerini sağlar.
Tekrarlar: Masal boyunca belirli olaylar ve ifadeler (mesela ihtiyarın aynı kişinin önüne sürekli çıkması gibi) defalarca tekrarlanır. Bu, hem hikayeye ritim katar hem de masalın öğretici yanını pekiştirir.
Doğrudan Konuşma: Karakterlerin konuşmaları genellikle doğrudandır. Bu şekilde okuyucu veya dinleyici karakterle daha doğrudan bir iletişim kurar ve empati yapabilir.

Anlatım Teknikleri

Üçleme Tekniği: Masalda, üç kardeşin de aynı olayı farklı şekillerde yaşaması, hikayenin ilerleyişinde klasik üçleme yapısını (ilk iki denemenin başarısız olup üçüncüsünde başarılı olunması) kullanır. Bu, masalların geleneksel yapı taşlarından biridir.
Örtük Mesajlar ve Dersler: Masal, kibir, bencillik ve iyilik gibi temaları işler. Kardeşlerin sırasıyla bencil ve kibirli tavırlarının başlarına kötü şeyler getirmesi, Şapşalcık’ın ise iyi kalpliliği sayesinde kazanması, çocuklara verilmek istenen ahlaki derslerdir.

Karakterler ve Dil

Karakter Tanıtımları: Masalın başında karakterlerin isimleri ve temel özellikleri kısaca tanıtılır. Örneğin, Şapşalcık’ın alaya alınması ve küçümsenmesi, onun hikayedeki dönüşümünü daha belirgin hale getirir.
İhtiyar Figürü: Masalda bilgelik ve yardımseverlikle özdeşleşen ihtiyar figürü, ödüllendirici bir rol üstlenir. Onun konuşmaları genellikle kısa ama etkilidir.

Mekan ve Zaman

Bilinmeyen Zaman ve Yer: Masal “evvel zaman içinde” ifadesiyle zaman ve mekanı belirsiz bırakır. Bu, masalın evrensel bir yapıya sahip olmasına, farklı kültür ve dönemlere hitap etmesine yardımcı olur.
Eylem Mekanları: Orman, hancı, krallık gibi mekânlar hikayenin ilerleyişine göre sıralanır. Her bir mekânda karşılaşılan olaylar hikayenin sonuçlanmasına hizmet eder.

Dil ve Kültür

Kültürel Ögeler: Masalda, “pişi”, “şarap”, “külde pişmiş çörek”, “ekşi bira” gibi kültürel ögeler ve yiyecekler kullanılır. Bu, hem masalın ait olduğu kültürel bağlamı aktarır hem de dinleyicinin ilgisini çeker.
Geçmişten Gelen Dil Motifleri: Masaldaki deyimsel ifadeler ve dil motifleri, geleneği ve kültürel mirası yansıtır.

Bu dilbilimsel unsurlar, masalın sadece çocuklara hitap etmekle kalmayıp aynı zamanda dil ve kültürel değerler açısından da bir derinlik taşımasına yardımcı olur.


Bilimsel analiz için bilgiler

Gösterge
Değer
NumaraKHM 64
Aarne-Thompson-Uther EndeksiATU Typ 571
ÇevirilerDE, EN, EL, DA, ES, FR, PT, HU, IT, JA, NL, PL, RO, RU, TR, VI, ZH
Björnsson tarafından okunabilirlik indeksi45
Flesch-Reading-Ease Endeksi0
Flesch–Kincaid Grade-Level12
Gunning Fog Endeksi19
Coleman–Liau Endeksi12
SMOG Endeksi12
Otomatik Okunabilirlik Endeksi10.4
Karakter Sayısı7.647
Harf Sayısı6.259
Cümle Sayısı108
Kelime Sayısı1.101
Cümle Başına Ortalama Kelime10,19
6'dan fazla harf içeren kelimeler383
Uzun kelimelerin yüzdesi34.8%
Toplam Heceler2.604
Kelime Başına Ortalama Heceler2,37
Üç Heceli Kelimeler468
Üç Heceli Yüzde Kelimeler42.5%
Sorular, yorumlar veya deneyim raporları?

Gizlilik Politikasını.

En iyi Masalları

Telif hakkı © 2025 -   Hakkımızda | Veri koruması |Her hakkı saklıdır Tarafından desteklenmektedir childstories.org

Keine Internetverbindung


Sie sind nicht mit dem Internet verbunden. Bitte überprüfen Sie Ihre Netzwerkverbindung.


Versuchen Sie Folgendes:


  • 1. Prüfen Sie Ihr Netzwerkkabel, ihren Router oder Ihr Smartphone

  • 2. Aktivieren Sie ihre Mobile Daten -oder WLAN-Verbindung erneut

  • 3. Prüfen Sie das Signal an Ihrem Standort

  • 4. Führen Sie eine Netzwerkdiagnose durch