Çocuklar için okuma zamanı: 8 dk
Bir zamanlar çok kibirli bir prenses vardı. Karşısına ne zaman bir damat adayı çıksa bilmece sorar, adam bilmeyince de alay ederek geri gönderirdi. Bir gün ilan etti ki, soracağı bilmeceyi kim bilirse onunla evlenecekti.
Derken üç erkek terzi prensese talip oldu. İçlerinden yaşlı olan ikisi çok zeki geçinirdi; bu kez de zekâlarına güvendiler. En genç olan üçüncü terzinin elinden doğru dürüst bir iş gelmezdi; yani ancak şansına güvenebilirdi.
Öbür iki terzi ona, „Sen evde kal. Bu kafayla bu işin altından kalkamazsın“ dedi.
Ama küçük terzi onlara aldırış etmedi. Kafasına koymuştu bir kere; ardına bakmadan bu yolda gidecekti.
Üçü de prensesin karşısına çıktı; bilmecesini sormasını dilediler; deveye hendek atlatacak kadar zeki olduklarını düşünüyorlardı.
Prenses, „Başımda iki çeşit saç var, bunların rengi ne?“ diye sordu.
Birinci terzi, „Bundan daha kolay ne var! Onların rengi siyah ve beyaz. Tıpkı beyaz örtüye serpilmiş tuzla karabiber gibi“ dedi.
Prenses, „Yanlış tahmin ettin“ dedi. „Sen söyle bakalım“ diyerek İkinciye döndü.
O da, „Ne siyah, ne de beyaz. Kahverengiyle kırmızı; tıpkı babamın ceketi gibi“ diye cevap verdi.
Prenses, „Yanlış tahmin ettin“ diyerek üçüncüye döndü. „Sen biliyorsun galiba, söyle bakalım“ dedi.
Küçük terzi küstahça, „Prensesin başında bir tel gümüş, bir tel de altın saç var; yani renkleri de öyle“ dedi.
Prenses bunu duyunca sarardı; korkudan neredeyse yere düşecekti. Çünkü küçük terzi bilmişti! Oysa bunu dünyada hiç kimsenin bilemeyeceğini sanıyordu. Kendini toparladıktan sonra, „Beni henüz kazanmadın. Bir şey daha yapman gerekiyor. Aşağıdaki ahırda bir ayı kalmakta. Geceyi onun yanında geçireceksin. Oradan canlı çıkarsan benimle evlenebilirsin“ dedi.
Terziden kurtulmayı düşünmüştü, çünkü o zamana kadar hiçbir insan ayının pençesinden kurtulamamıştı.
Küçük terzi yılmadı, hatta keyiflendi. „Başarının yarısı cesur olmaktan geçer“ dedi.
Akşam olunca küçük terziyi ayının yanına soktular. Ayı hemen ona saldırarak pençesiyle hoş geldin demek istedi.
Oğlan, „Ağır ol bakalım! Dur da seni sakinleştireyim“ diyerek sanki hiçbir şey olmamış gibi cebinden birkaç tane fındık çıkararak onları kırıp yedi.
Bunu gören ayının iştahı kabardı ve o da fındık istedi. Terzi elini cebine atarak ona bir avuç dolusu verdi; ama bunlar fındık değildi; çakıl taşıydı! Hayvan onları ağzına attı, ama istediği gibi çiğneyemedi. „Amma da aptal şeysin! Bir fındığı bile ısıramıyorsun“ diye aklından geçirdi ayı.
„Şu fındıkları sen ısır“ dedi terziye.
„Ne biçim şeysin sen! Koskoca ağzın var, ufacık bir fındığı bile ısıramıyorsun“ diyen küçük terzi, cebinden taş yerine bir fındık çıkararak ısırdı ve onu ikiye böldü.
„Şunu bir kere de ben deneyeyim! Sana baktım da, bu iş pek zor değil gibi geldi bana. Ben de yapabilirim“ dedi ayı.
Terzi ona yine çakıl taşı verdi. Ayı var gücüyle onları ısırmaya çalıştı. Başarabildiğini sanma!
Derken terzi ceketinin iç cebinden bir keman çıkararak güzel bir parça çaldı.
Ayı müziği işitince dayanamadı, oynamaya başladı.
Bir süre dans ettikten sonra bundan o kadar hoşlandı ki, „Bana bak, keman çalmak zor mu?“ diye sordu terziye.
„Çok kolay; bak, sol elimin parmaklarını şuraya koyuyorum, sağ elimle de yayı çekiyorum; ondan sonra gıy! gıy! gıy! çalmaya başlıyorum“ dedi terzi.
„Bunu ben de öğrensem! O zaman istediğim kadar çalar, dans ederim“ dedi ayı. „Ne dersin? Bana ders verir misin?“
„Seve seve. Yeter ki, biraz yeteneğin olsun! Ama bakayım, pençelerin çok iri; tırnaklarını biraz kesmem gerekecek“ diyen terzi, bir mengene alıp getirdi; ayı, pençelerini uzattı; oğlan onları güzelce mengeneye kıstırdı ve „Ben makas alıp dönünceye kadar bekle“ dedi. Ayı homurdanadur- sun, oğlan samanlığın bir köşesine çekilerek derin bir uykuya daldı.
O akşam prenses ayının homurtularını işitince sandı ki, hayvan terziyi yuttu da keyiften homurdanıyor!
Bu yüzden ertesi sabah neşeyle uyanıp kalktı ve gidip ahıra baktı. Ama küçük terzi sudan yeni çıkmış balık kadar canlı ve dipdiri karşısında durmaktaydı.
Prenses hiç ses çıkarmadı; herkesin önünde söz verdiğine göre sözünü tutacaktı.
Kral bir araba çağırttı. Prenses terziyi de yanma alarak bu arabayla kiliseye gitti. Nikâh orada kıyılacaktı. Onlar gide- dursun, genç oğlanı çekemeyen öbür iki terzi ayının pençelerini mengeneden kurtardı. Ayı büyük bir öfkeyle arabanın peşine takıldı.
Prenses homurtuları ve bağırtıları duyunca çok korktu: „Eyvaah, ayı peşimizde! Seni yakalayacak“ dedi.
Küçük terzi hazırdı; arabanın içinde amuda kalkarak bacaklarını pencereden çıkarıp sallamaya başladı ve ayıya seslendi: „Şu mengeneyi görüyor musun? Buradan çekip gitmezsen seni yine kıstırırım!“
Ayı bunu görünce gerisin geriye döndü. Bizim terzi de rahat rahat kilisenin yolunu tuttu. Orada prensesle nikâhları kıyıldı. Ömürlerinin sonuna kadar ikisi de mutlu yaşadı. İnanmayan beri gelsin!

Arka plan
Yorumlar
Dilbilim
„Akıllı Terzi“ masalı, Grimm Kardeşler tarafından derlenen klasik bir halk masalıdır. Bu masalda, kibirli bir prensesin evlenmek için zor bilmeceler sorduğu talipleri ile karşılaştığı anlatılır. Prenses, bu bilmeceleri bilmeyen taliplerle alay ederken, bir gün genç ve şanslı bir terzi prensesin bilmecesini doğru cevaplar. Ancak, prenses terzinin bu başarısını kabul etmeden önce ona bir de zor bir görev verir: Bir geceyi korkunç bir ayıyla aynı ahırda geçirmek.
Genç terzi, zekâsını ve kurnazlığını kullanarak ayıyı kandırır; ayıya fındık sanarak çakıl taşları verip onları çiğnemesini ister ve ayının çakıl taşlarını çiğnemeye çalışmasını eğlenceli hale getirir. Daha sonra, ayıyı keman çalma numarasıyla oyalayarak kendisini mengene yardımıyla ayının pençelerine kitleyip düzenbazlıkla sabahı eder. Prenses, terziyi canlı ve sağlıklı görünce şaşırır fakat söz vermiş olduğu için onunla evlenir.
Masal, zekânın ve cesaretin bazen en zorlu görevlerde bile başarıyı getirebileceğini, kurnazlık ve akıllı düşünmenin bazen kaba kuvvetten daha üstün olabileceğini anlatır. Ayrıca, masal geleneksel anlatısı içinde evrensel ahlaki dersler barındırmakta ve okurlarına hayal gücünü ve espriyi kullanmanın önemini vurgulamaktadır.
„Akıllı Terzi“ masalı, Grimm Kardeşler’in klasik masallarından biridir ve zeka, cesaret ve azim gibi temaları işler. Bununla birlikte, bu masal farklı şekilde yorumlanabilir veya uyarlanabilir.
İşte bazı alternatif yorumlar veya bakış açıları
Feminist Yorum: Masal prensesin zekasını ve kendi kaderini tayin etme arzusunu ortaya koyar. Ancak, prensesin potansiyel eş adaylarını bilmecelerle test etmesi, kadın karakterlerin üstünde daha fazla güç ve kontrol sahibi olma isteği olarak yorumlanabilir. Modern bir uyarlama, prensesin evlenmek zorunda olmadığı bir son ile sonuçlanabilir.
Toplumsal Sınıf Yorum: Masal, toplumda sosyal sınıfların aşılabileceğini ve kişinin zekası ve cesaretiyle daha üst konumlara gelebileceğini gösterir. Terzinin prensesle evlenmesi, „aşağı“ bir sosyal sınıfın „yukarı“ bir sınıfa erişebileceğini simgeler. Bu, sınıf sistemine karşı bir duruş olarak yorumlanabilir.
Zekanın Gücü: Masal, fiziksel güç yerine zekanın üstünlüğünü vurgular. Üçüncü terzinin zekası ve kurnazlığı ile ayıyı yenmesi ve prensesin bilmecesini çözmesi, zekanın hayatın zorluklarını aşmada ne kadar önemli olduğunu anlatır. Bu yorum, eğitim ve entelektüel çabanın önemine yönelik bir mesaj içerebilir.
Risk Almanın Önemi: Masal, risk almanın ve cesaretin başarıya ulaşmada kilit rol oynadığını gösterir. Küçük terzi, büyük bir cesaret örneği sergileyerek ayının yanına gider ve risk alır. Bu, bireylerin konfor alanlarından çıkmaları ve başarı için riskler almaları gerektiğini öğreten bir hikaye olarak yorumlanabilir.
İletişim ve Hile: Masal, iletişimin ve gerektiğinde hile yapmanın önemine vurgu yapabilir. Terzinin ayıyla olan mücadelesi, onun iletişim becerisini ve hile yaparak engelleri aşmasını örnekler. Bu yorum, diplomasinin ve stratejik zekanın önemini vurgular.
Bu gibi alternatif yorumlar, masalın farklı bakış açılarıyla tekrar değerlendirilmesine olanak tanır ve masalların farklı sosyal, kültürel ve tarihsel bağlamlarda nasıl yeniden şekillendirilebileceğini gösterir.
Bu tür bir masalın dilbilimsel analizi, metnin dil yapısını, anlatım tarzını, kullanılan dilsel öğeleri ve stilistik özelliklerini inceleyerek metnin nasıl bir etki yarattığını anlamayı amaçlar. „Akıllı Terzi“ masalından yola çıkarak birkaç temel dilbilimsel analizi şu şekilde açıklayabiliriz:
Anlatım Tarzı ve Üslup: Masal, oldukça sade ve doğrudan bir dil kullanır. Bu, masalların genellikle geniş bir okuyucu kitlesine, özellikle de çocuklara hitap etmesinden kaynaklanmaktadır. Hikaye, üçüncü şahıs anlatıcı tarafından anlatılır ve bu anlatıcı olayları tarafsız bir şekilde sunar. Masal boyunca diyaloglar sıkça yer alır. Bu, karakterlerin kişiliklerini ve duygularını yansıtmada etkilidir.
Dil Yapısı ve Kelime Seçimi: Masal basit ve anlaşılır bir dil kullanır. Kelime seçimleri sade ve günlük konuşma diline yakındır. Kısa cümleler ve doğrudan konuşmalar, olayların akışını hızlandırır ve okuyucunun dikkatini çeker. Masalın dilinde benzetmeler („beyaz örtüye serpilmiş tuzla karabiber“ gibi) ve mecazlar („sudan yeni çıkmış balık kadar canlı“ gibi) kullanılarak anlatı güçlendirilmiştir.
Tema ve Motifler: Masal, geleneksel iyi-kötü çatışmasını ve zekânın, cesaretin ödüllendirildiği bir temayı işler. Hikayenin ana motiflerinden biri bilgelik ve zeka temasıdır. Küçük terzinin prensesin bilmecesini doğru bilmesi bu temayı vurgular. Masal aynı zamanda cesaret ve kurnazlık üzerine kuruludur, küçük terzinin ayıyı alt etmesi bu unsurları öne çıkarır.
Kahraman ve Karakter Çözümlemesi: Küçük terzi, alçak gönüllü ancak kararlı ve zeki bir kahraman olarak öne çıkar.
Onun karakteri, masalın etik dersinin taşıyıcısıdır: Cesaret ve zeka, görünüşteki başarısızlığın önüne geçebilir. Prenses ve diğer terziler, klasik masal karakterleri olarak, ana karakterin üstünlüğünü ortaya koymak için şekillendirilmişlerdir.
Çözüm ve Sonuç: Masalda çözüm, geleneksel „mutlu son“ ile belirtilmektedir. Baş karakter ödüllendirilir, kötü karakterler (prensesin kibri gibi) derslerini alır. „Ömürlerinin sonuna kadar mutlu yaşadılar“ gibi kalıplar, masallarda sıkça kullanılan bir kapanış biçimidir ve okuyucuda hoş bir his bırakır.
Bu analiz, masalın dilsel açıdan nasıl yapılandırıldığını ve temaları nasıl ilettiğini anlamamıza yardımcı olur. Grimms Kardeşler’in masallarında sıkça görülen bu tür yapılar, masalların etkileyici ve öğretici doğasını pekiştirir.
Bilimsel analiz için bilgiler
Gösterge | Değer |
---|---|
Numara | KHM 114 |
Aarne-Thompson-Uther Endeksi | ATU Typ 850 |
Çeviriler | DE, EN, DA, ES, PT, FI, HU, IT, JA, NL, PL, RO, RU, TR, VI, ZH |
Björnsson tarafından okunabilirlik indeksi | 38.4 |
Flesch-Reading-Ease Endeksi | 1.5 |
Flesch–Kincaid Grade-Level | 12 |
Gunning Fog Endeksi | 17.4 |
Coleman–Liau Endeksi | 12 |
SMOG Endeksi | 12 |
Otomatik Okunabilirlik Endeksi | 8.9 |
Karakter Sayısı | 4.836 |
Harf Sayısı | 3.910 |
Cümle Sayısı | 86 |
Kelime Sayısı | 700 |
Cümle Başına Ortalama Kelime | 8,14 |
6'dan fazla harf içeren kelimeler | 212 |
Uzun kelimelerin yüzdesi | 30.3% |
Toplam Heceler | 1.631 |
Kelime Başına Ortalama Heceler | 2,33 |
Üç Heceli Kelimeler | 250 |
Üç Heceli Yüzde Kelimeler | 35.7% |