Çocuklar için okuma zamanı: 10 dk
Vaktiyle fakir bir adam vardı; zamanla biricik oğlunu besleyemez oldu. Bunun üzerine oğlu, „Babacığım, sen artık çalışacak durumda değilsin, ben sana yük oluyorum. Artık buradan gidip kendi ekmeğimi kendim kazanmak istiyorum“ dedi ve babasının hayır duasını aldıktan sonra onunla acıklı bir şekilde vedalaştı.
O sırada kral büyük bir savaşa girmişti; oğlan orduya katıldı ve diğer askerlerle birlikte cepheye gitti. Düşmanla karşılaştığında kahramanca çarpıştı. Aslında tehlike büyüktü, her tarafta kurşun yağıyordu, sağda solda arkadaşları hep şehit düşüyordu. Ordu komutanı da ölünce askerler bozguna uğradı. Ama oğlan onları durdurarak hepsine cesaret verdikten sonra, „Vatanımızı düşman eline bırakmayacağız“ diye haykırdı. Bunun üzerine ordu onun peşine takılarak düşmanı yendi.
Kral bunu duyunca, yani bu zaferi ona borçlu olduğunu anlayınca, rütbesini yükselterek ve de çok para vererek oğlanı ordunun başına getirdi.
Kralın bir kızı vardı; bu kız çok güzeldi, ama biraz acayipti. Çünkü müstakbel kocası, „Sen ölürsen ben de seninle canlı canlı mezara girerim“ diye söz vermediği sürece hiçbir erkekle evlenmeyecekti! „Beni sevmedikten sonra kocam ne diye hayatta kalsın ki“ diyordu.
Ve aynı şeyi kendisi de yapacaktı, yani kocası ölürse o da canlı canlı onun yanına gömülecekti!
Bu tuhaf yemin, o güne kadar evliliğe talip olan tüm erkekleri ürküttü. Ama bizim delikanlı onun güzelliğine o kadar hayran kaldı ki, hiçbir şeye aldırış etmeden onu babasından istedi.
Kral, „Nasıl bir söz vereceğini biliyor musun?“ diye sordu.
„Biliyorum, ben de onunla birlikte mezara gireceğim. Kendisini o kadar seviyorum ki, o öldükten sonra hayatta kalmışım, neye yarar“ diye cevap verdi.
Kral bu işe razı oldu ve görkemli bir düğün yapıldı.
Karı koca bir süre birlikte mutlu yaşadılar. Derken genç kraliçe ağır bir hastalık geçirerek yatağa düştü, hiçbir doktor ona yardım edemedi. O öyle ölü olarak yatarken genç kral verdiği sözü düşününce, diri diri mezara girme düşüncesi onu ürküttü, ama başka çaresi yoktu! Çünkü kayınpederi kral sarayın tüm kapılarını kapatmış, her birinin başına da nöbetçi koymuştu. Yani oğlan kaderden kaçamazdı!
Derken, kraliçenin saraydaki kabre konulacağı saat geldiğinde kocasını da birlikte aldılar. Kral tüm kapıları kapatıp kilitletti.
Tabutun yanındaki bir masanın üzerine dört tane mum dikilmişti, ayrıca dört somun ekmekle dört şişe şarap konmuştu. Yani oğlan bunları yiyip içtikten sonra ölecekti!
Neyse, böylece bütün bir gün orada kalan oğlan bir yandan derin bir acı ve üzüntü içindeyken, her geçen gün çok az ekmek yedi ve sadece bir yudum şarap içti. Ölümü gitgide yaklaşıyordu.
İşte bu şekilde düşünüp, sağma soluna bakınırken tabutun bulunduğu köşede yavaş yavaş cesede doğru yaklaşan bir yılan gördü. Onun cesedi yiyeceğini düşünen oğlan kılıcını çekerek: „Hayatta kaldığım sürece seni ona yaklaştırmam“ diye haykırdıktan sonra onu üçe doğradı.
Bir süre sonra ikinci bir yılan gözüktü; ama yerde yatmakta olan üçe doğranmış öbür yılanı görünce geri çekildi. Ancak az sonra yine geldi; ağzında üç tane yeşil yaprak vardı. Önce ölü yılanın üç parçasını birbirine birleştirerek kesik yerlere birer yaprak yerleştirdi. Derken yılan kımıldamaya başladı ve canlanıverdi; sonra ikisi birden uzaklaşıp gittiler.
Yapraklar yerde kalmıştı; o anda oğlanın aklına bir şey geldi. Yılanı canlandıran yapraklardaki o güç insanda da etkili olabilir miydi?
Yaprakları alarak birini ölünün ağzına, diğer ikisini de iki gözüne koydu. Aynı anda kan damarlarda akmaya başladı; ölünün bembeyaz yüzü pembe bir renk aldı. Ve kadın nefes alarak gözlerini açtı.
„Aman Tanrım, neredeyim ben?“ dedi.
„Benim yanmadasın karıcığım“ diye cevap verdi oğlan ve olanları anlattı. Sonra ona güçlenmesi için biraz şarapla ekmek verdi. Kadın iyice kendine gelince ayağa kalktı. Nöbetçiler duysun da krala haber versin diye ikisi birlikte kapıya vararak yumruklamaya ve bağırmaya başladı.
Kral bizzat geldi ve kapıyı açtı, ikisini de taptaze ve sapasağlam görünce çok sevindi. Artık üzüntüler bitmişti!
Ama genç oğlan yılanın getirdiği üç yaprağı hizmetçilerinden birine vererek, „Şunları benim için iyice sakla, yanından hiç ayırma! Kim bilir, günün birinde lazım olur“ dedi.
Yeniden hayata dönen kadında bir değişiklik oldu. Kocasına karşı duyduğu sevgi günden güne azaldı.
Bir süre sonra yaşlı babasını ziyaret amacıyla birlikte bir gemi yolculuğuna çıktıklarında kadın, eşinin göstermiş olduğu büyük aşkı, bağlılığı ve bu uğrunda can vermeye hazır oluşunu falan unutarak geminin kaptanına gönlünü kaptırdı.
Derken kaptanı çağırdı; birlikte, kamarada yatıp uyuyan kocasını başından ve ayaklarından tutup güverteye taşıdılar ve sonra da denize attılar.
Bu cinayetten sonra kadın, „Hadi hemen babamın yanma varalım. Kocam için yolda hastalandı, öldü deriz! Ben seni babama o kadar överim ki, benimle evlenmene ve ilerde kral olmana razı olur“ dedi.
Ama tüm bunları işiten genç oğlanın sadık hizmetçisi denize gizlice bir filika indirerek efendisini aramaya koyuldu. Öbür hainler yollarına devam etti.
Sadık hizmetçi ölüyü denizden çıkardı, yanında taşıdığı üç yaprağı onun ağzına ve gözlerine yerleştirerek efendisini canlandırdı.
Tüm güçleriyle gece gündüz demeden kürek çektiler ve sandal o kadar hızlı yol aldı ki, diğerlerinden önce yaşlı kralın yanına vardılar.
Kral onun tek başına geldiğini görünce neler olduğunu sordu. Oğlan karısının ihanetini anlatınca yaşlı kral, „Böyle bir şey yaptığına inanamıyorum, ama yakında gerçek ortaya çıkacak“ diyerek damadını ve hizmetçisini gizli bir odaya sakladı.
Çok geçmeden gemi karaya yanaştı ve imansız kadın babasının önüne üzgün bir yüzle çıktı.
Kral, „Niye yalnız geldin? Kocan nerde?“ diye sordu.
Kadın, „Ah, babacığım, ne kadar üzgünüm bilemezsin! Kocam yolculuk sırasında birden hastalanıverdi ve öldü. Bu cesur ve iyi kalpli kaptan bana destek vermeseydi, ne yapardım bilmem! Kocam ölürken o da yanımdaydı, kendisi anlatsın“ dedi.
Kral, „Şu ölüyü ben canlandırayım bari“ diyerek gizli odanın kapısını açtı; damadıyla yardımcısı içeri girdiler.
Kocasını gören kadın, yıldırım çarpmışa döndü ve diz çökerek babasından merhamet diledi.
Ama kral „Ne merhameti“ dedi. „O senin için ölmeye hazırdı; seni hayata o döndürdü. Sense onu uykusunda öldürdün! Bu yüzden cezanı çekmelisin!“
Ve sonra kadınla kaptanı dibi delik bir sandala bindirterek denize açılmalarını sağladı; çok geçmeden ikisi de dalgalara gömüldü.

Arka plan
Yorumlar
Dilbilim
‚Üç Yaprak‘ masalı, Grimm Kardeşler tarafından derlenen ve anlatılan bir Alman halk masalıdır. Masal, fakir bir adamın oğlu olan genç bir adamın yaşadığı maceraları ve dramı konu alır. Hikaye, oğlanın kendi ayakları üzerinde durmak için evden ayrılması ve katıldığı savaşta gösterdiği cesaretle başlar. Cesareti ve liderliği sayesinde ordunun başına geçer ve kralın kızıyla evlenir. Ancak, çiftin mutluluğu kısa sürer çünkü genç kraliçe hastalanır ve oğlan, karısı öldüğünde onunla birlikte mezara gömülme sözü verir. Bu söz, hikayenin dramatik noktasını oluşturur.
Masal boyunca, genç adamın kararlılığı ve sadakati sınanır. Kraliçenin ölümünün ardından oğlan, yılanlar ve sihirli yapraklar aracılığıyla karısını diriltir. Bununla birlikte, karısı zamanla ona duyduğu sevgiyi kaybeder ve bir ihanete sürüklenir. Kaptanla iş birliği yaparak kocasını denize atar, ancak oğlanın sadık hizmetçisi sayesinde hayata geri döner.
Masalın sonunda gerçek ortaya çıkar ve ihanet cezasız kalmaz. Kral, kızının ve kaptanın ihanetini öğrenince onları acımasız bir şekilde cezalandırır. Masal, sadakatin, sevginin ve adaletin önemini vurgular. ‚Üç Yaprak‘ masalı, Grimm Kardeşler’in derlediği diğer masallar gibi derin bir ahlaki mesaj içerir ve okuyucuları erdemli olmanın önemi üzerine düşünmeye sevk eder.
Grimm Kardeşler’in „Üç Yaprak“ masalı, farklı bağlamlarda zengin anlamlar ve yorumlar sunabilir.
Fedakarlık ve Aşk: Masal, gerçek aşkın fedakarlık gerektirdiğini vurgular. Genç adamın eşini canlandırma arzusu, saf ve derin bir sevginin göstergesidir. Oğlan, karısının ölümüyle gelen acıya boyun eğmek yerine onu hayata döndürmenin yolunu arar.
Sadakat ve İhanet: Sadakat, masalda merkezi bir tema olarak işlenir. Genç adam, karısına olan sözünde durarak sadık kalırken, karısı kocasına ihanet eder. Bu, sadakatin ödüllendirildiği ve ihanetin cezalandırıldığı bir dünya görüşünü yansıtır.
Doğa ve Mucizeler: Yılanlar ve üç yaprak gibi doğa unsurları, mucizevi iyileşmeyi sembolize eder. Masal, doğanın iyileştirici gücünü ve umudun en karanlık anlarda bile yeşerebileceğini gösterir.
Güç ve Sorumluluk: Kralın ve ordunun başındaki oğlanın karakteri, liderliğin sadece güç değil aynı zamanda sorumluluk da gerektirdiğini ifade eder. O, askerleri cesaretlendirdiği gibi, sevdiği kadına da sahip çıkar ve sonunda krallığın itibarını korur.
Toplumsal Normlar ve Evlilik: Masal, evlilikteki beklentileri ve sorunları sorgular. Kraliçenin talepleri ve sonuçta yaşananlar, toplumsal normlara aykırı davranışların sonuçlarının nasıl olabileceğine dair bir yorum sunar.
Bu farklı yorumlar, masalın evrensel ve zamanla değişen değerleri nasıl yansıtabileceğini gösterir. Her okuyucu kendi perspektifiyle yeni anlamlar çıkarabilir.
Grimm Kardeşler’in „Üç Yaprak“ masalı, çeşitli temaları ve dil kullanımlarıyla zengin bir anlatı sunar. Masalın dilbilimsel analizine baktığımızda, birkaç önemli noktaya odaklanabiliriz:
Anlatımın Yapısı ve Üslubu
Basit ve Doğrudan Dil: Masal, anlaşılır ve doğrudan bir dil kullanır. Bu, özellikle masalların genellikle sözlü kültürün bir parçası olduğu ve geniş kitlelere hitap etmesi gerektiği için sıkça görülen bir özelliktir. Hikaye, karmaşık cümle yapılarından kaçınarak, amacını net bir şekilde ifade eder.
Diyalogların Kullanımı: Masaldaki karakterler arasındaki diyaloglar, karakterlerin kişiliklerini ve motivasyonlarını ortaya koyar. Örneğin, oğlanın babasıyla vedalaşmasında ve kralın kızıyla olan anlaşmasında diyaloglar, bu karakterlerin duygusal durumlarını ve düşüncelerini göstermede etkilidir.
Tekrarlayan Unsurlar: Masal, tekrarlayan motifler içerir. Üç yaprak, bu motife bir örnektir ve halk hikayelerinde genellikle güç veya mucizevi bir çözümün sembolü olarak kullanılır.
Temalar ve Motifler
Kahramanlık ve Sadakat: Oğlanın savaştaki cesareti ve karısına olan sadakati, masalın ana temalarından biridir. Bu, geleneksel olarak halk hikayelerinde bulunan bir kahraman arketipini yansıtır.
Aşk ve İhanet: Kralın kızı ve oğlan arasındaki aşk, masalın merkezinde yer alırken, kızın ihanet etmesi masala trajik bir boyut ekler. Bu, aşkın ve sadakatin sınandığı bir durum yaratır.
Kader ve Mucize: Yılanın canlandırdığı mucizevi yapraklar, hikâyede önemli bir dönüm noktasıdır ve kaderin önceden belirlenemeyecek sürpriz dönüşlerini temsil eder.
Betimlemeler: Karakterlerin duygusal durumlarını ve olayların atmosferini betimlemek için basit ama etkili betimlemeler kullanılır. Örneğin, kraliçenin güzelliğinin ve tuhaf yeminine dair betimlemeler okuyucunun merakını uyandırır.
Semboller: Yapraklar, yılanlar ve deniz gibi semboller, masalda derin anlamlar taşır. Yapraklar yaşamı temsil ederken, deniz genellikle belirsizliği ve tehlikeyi simgeler.
Dilsel Ekonomi: Masal, kelime tasarrufu sağlayarak hızlı bir anlatım sunar. Her cümle, hikayenin akışına katkıda bulunur ve gereksiz ayrıntılardan kaçınılır.
Sonuç
Grimm Kardeşler’in „Üç Yaprak“ masalı, basit ama etkileyici bir dil kullanımıyla, ahlaki ve insani temasını etkili bir şekilde işler. Dilin ekonomik kullanımı ve tekrarlayan motifler, masalın sözlü anlatım geleneğinden gelen karakteristik özellikleri arasında yer alır. Bu masal, dilin ve anlatının gücünü kullanarak okuyuculara unutulmaz bir deneyim sunar.
Bilimsel analiz için bilgiler
Gösterge | Değer |
---|---|
Numara | KHM 16 |
Aarne-Thompson-Uther Endeksi | ATU Typ 612 |
Çeviriler | DE, EN, DA, ES, FR, PT, IT, JA, NL, PL, RU, TR, VI, ZH |
Björnsson tarafından okunabilirlik indeksi | 47.2 |
Flesch-Reading-Ease Endeksi | 0 |
Flesch–Kincaid Grade-Level | 12 |
Gunning Fog Endeksi | 19 |
Coleman–Liau Endeksi | 12 |
SMOG Endeksi | 12 |
Otomatik Okunabilirlik Endeksi | 11.3 |
Karakter Sayısı | 6.403 |
Harf Sayısı | 5.269 |
Cümle Sayısı | 81 |
Kelime Sayısı | 918 |
Cümle Başına Ortalama Kelime | 11,33 |
6'dan fazla harf içeren kelimeler | 329 |
Uzun kelimelerin yüzdesi | 35.8% |
Toplam Heceler | 2.200 |
Kelime Başına Ortalama Heceler | 2,40 |
Üç Heceli Kelimeler | 383 |
Üç Heceli Yüzde Kelimeler | 41.7% |