Çocuklar için okuma zamanı: 7 dk
Heinz çok tembel biriydi. Bütün gün keçisini otlatmaktan başka işi olmadığı halde gün batarken evine vardığında hep sızlanıyordu: „Aslında zor bir iş benim yaptığım; her gün keçi otlatmak, yıllarca başka iş yapmamak, sonbaharlara kadar hep peşinde dolaşmak! Hani bu arada biraz yatıp kestirsem! Ama olmuyor işte, hayvan fidanlara ya da çit çiçeklerine zarar vermesin diye gözlerini iyice açacaksın! Bu koşullarda nasıl rahat edip hayatın tadını çıkarırsın ki!“ diye sızlanıyordu. Bu sıkıntıdan kurtulmak için bir gün oturup iyice düşündü. Aklından neler geçmedi ki! Derken buluverdi. „Şimdi ne yapacağımı biliyorum! Tombul Trine’yle evlenirim, onun da tek bir keçisi var. Benimkiyle birlikte otlatır, ben de sıkıntıdan kurtulmuş olurum“ diye söylendi. Yerinden kalkarak biraz bacaklarını oynattı, sonra sokağa çıkarak pek fazla uzakta olmayan kızın evine vardı. Onun anne ve babasına çalışkan ve meziyetli kızlarıyla evlenmek istediğini söyledi. Anne ve baba uzun boylu düşünmedi, tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş kabilinden hemen razı oldular. Tombul Trine, Heinz’ın karısı oldu ve o günden sonra her iki keçiyi birden otlatmaya başladı. Heinz’m keyfine diyecek yoktu, artık tembellikten başka yapacak‘ bir şeyi kalmamıştı. Arada sırada onunla dışarı çıkıyor ve „Bunu sadece biraz yorulmak için yapıyorum yoksa yan gelip yatmanın zevki çıkmaz ki!“
Ama Tombul Trine’nin de ondan daha aşağı kalır yanı yoktu. Bir gün kocasına „Bak, Heinz’cığım, ne diye canımızı sıkıp duruyoruz sanki? En güzel zamanlarımız geçip gidiyor. Bizi her sabah inatçılıklarıyla rahatsız eden keçilerimizi komşumuza versek de bunun karşılığında ondan bir arı kovanı istesek daha iyi olmaz mı? O kovanı evin arkasında güneşli bir yere koyar, sonra hiçbir şeye karışmayız. Arıları inekler gibi kollamaya ya da gütmeye gerek yok; onlar nasıl olsa uçarak kendi kovanlarını bulurlar, balı da kendileri yaparlar, biz parmağımızı bile kıpırdatmayız!“ dedi. „Akıllı bir kadın gibi konuştun“ diye cevap verdi Heinz ve ekledi: „Bunu hemen yapalım. Ayrıca bal sütten daha besleyicidir. Hem de daha fazla dayanır.“
Komşuları iki keçiye karşılık bir arı kovanını seve seve verdi. Arılar sabahtan akşama kadar yorulmak bilmeden uçup durdu ve kovanı nefis bir balla doldurdu. Trine ballar çalınmasın ya da üzerinde fareler gezinmesin diye kendine fındık ağacından kalın bir değnek yaparak onu yatağının yanına, eliyle erişebileceği bir yere koydu; davetsiz misafirleri kovabilmek için! Tembel Heinz öğlene kadar yataktan kalkmıyordu. „Erken kalkan cepten yer!“ diyordu. Bütün gece uykusunu aldıktan sonra bir sabah karısına şöyle dedi: „Kadınlar tatlıyı sever, sen de durmadan bal atıştırıyorsun. Hepsini bitirmeden önce bir kazla yavrusunu alsak daha iyi olmaz mı, ne dersin?“
„Ama önce bir çocuk yapalım“ dedi Trine. „Bütün gün kaz yavrusuyla uğraşacağıma!“
„Öyle mi dersin? Yani çocuk mu kazlara bakar? Bugün çocuk dediğin artık söz dinlemiyor, canı ne isterse onu yapıyor, yani anne babasından daha zekice düşünüyor; inek arayan seyisin üç tavuğun peşine düşmesi gibi!“
„Benim çocuğum olacak da öyle davranacak ha! Söylediğimi yapmazsa alırım elime sopayı, gösteririm ona gününü!“ diyen Trine o heyecanla değneği kaptığı gibi fareleri kovalamaya çalıştı. „Gördün mü, ona da böyle vururum!“ diyerek hızlandı ve aynı anda talihsizlik eseri, yatağın başucundaki rafa yerleştirilmiş bal testisine vurdu; testi duvara çarparak parçalandı ve o güzelim bal yere aktı. „işte kazla yavrusu yerde yatıyor“ dedi Heinz. „Artık korunmaları gerekmez. Neyse ki testi kafamıza düşmedi. Bu yüzden talihimize şükretmeliyiz.“
Testi parçalarından birinde hâlâ bal bulunduğunu görünce onu alıp karısına uzattı. „Kalanını biz yiyelim hanım, yiyelim de kendimize gelelim. Bu olaydan sonra artık her zamankinden daha geç kalkarız. Gün yeterince uzun zaten.“
„Evet“ diye cevap verdi Trine. „Nasılsa her yere zamanında varırız. Hani bir sümüklü böceği düğüne davet etmişler de, o da aceleden yolunu şaşırmış ve bir çocuğun vaftiz edildiği kiliseye gelmiş ya! Ne demiş biliyor musun? Acele işe şeytan karışır!“

Arka plan
Yorumlar
Dilbilim
Grimm Kardeşlerin „Tembel Heinz“ hikayesi, tembellik ve kolaycılık arayışının getirdiği olayları mizahi bir şekilde ele alır. Hikayenin ana karakteri Heinz, gün boyu sadece keçisini otlatmakla yetinir ama bu işten bile şikayetçidir. Bir çözüm olarak komşusunun kızı Tombul Trine ile evlenip, her iki keçiyi de onun otlatmasını sağlayarak iş yükünü azaltmayı düşünür. Trine de Heinz gibi tembelliğe yatkındır ve keçileri komşularına verip karşılığında bir arı kovanı almalarını önerir. Bu sayede bal yapma işini arılara bırakıp zahmetsizce bal elde etmeyi planlarlar.
Ancak işler istedikleri gibi gitmez ve bir yanlışlık sonucu tüm balları heba olur. Tüm bu olan bitene rağmen Heinz ve Trine, tembellikten vazgeçmezler ve olaylar karşısında kendilerine farklı teselliler bularak yaşamaya devam ederler. Hikaye, tembelliğin ve sorumluluktan kaçmanın sonucunda başlarına gelen talihsizlikleri, ironik bir dille anlatır. Bu tür masallar, tembellik ve kolaycılık yerine çalışkanlık ve sorumluluk alma erdemini dolaylı yoldan över.
Tembel Heinz hikayesi, Grimm Kardeşler’in geleneksel masallarında görülen temalar ve karakter dinamikleriyle dolu bir öyküdür. Bu masalın çeşitli yorumları farklı açılardan değerlendirilebilir:
İroni ve Mizah: Masal, tembellik ve kolaycılık üzerinden ironik bir şekilde mizahi öğeler barındırıyor. Heinz ve Trine’nin her durumu daha da kolaylaştırmaya çalışması, sonunda planlarının ters tepmesiyle sonuçlanıyor. Bu durum, okuyucuya „en kolay yol her zaman en doğru yol değildir“ mesajını veriyor.
Öğretici Anekdot: Hikaye, tembellik ve sorumluluktan kaçınmanın uzun vadede zarara yol açabileceğini öğretiyor. Heinz ve Trine, daha az çalışmak için sürekli planlar yaparken, aslında ellerindekini de kaybediyorlar. Bu, çalışmanın ve emeğin değerini vurgulayan bir mesaj taşıyor.
Geleneksel Rol ve Beklentiler: Masalda, Heinz ve Trine’nin birbirine uyumlu tembel alışkanlıkları, onların evlilik içindeki rollerini de etkiliyor. Toplumda, özellikle çiftler arasında, tembellik ve sorumluluk alma konusundaki farklılıkların nasıl zorluklara yol açabileceğini gösteriyor.
Talih ve Şans Teması: Hikayede, beklenmedik durumlar ve şans faktörü de önemli bir rol oynuyor. Bal testisinin kırılması gibi beklenmedik olaylar, karakterlerin hayatına yön veriyor. Bu, okuyucuya gerçek hayatta kontrolleri dışında gelişen olayların sonuçlarına nasıl adapte olunacağını düşündürtüyor.
Sosyolojik ve Kültürel Analiz: Hikaye, dönemin toplumsal yapısını ve ekonomik koşullarını da yansıtıyor. Keçi gütmekten bal arıcılığına geçiş gibi süreçler, geçim kaynaklarının çeşitliliğini ve köylü toplumların yaşam biçimlerini ortaya koyuyor. Ayrıca hikâye, ekonomik faaliyetlerin kişisel tembellik ya da çalışkanlık durumlarıyla nasıl etkileşime girdiğini de gösteriyor.
Sonuç olarak, „Tembel Heinz“ masalı, üzerinde düşünüldüğünde modern yaşam tarzları ve değerleri de sorgulayabilecek geleneksel bir hikayeyle birçok ders ve gözlem sunan çok yönlü bir anlatıdır.
„Tembel Heinz“ masalı, Grimm Kardeşler’e ait bir eserdir ve dilbilimsel analizi, metinde kullanılan dil yapıları, sözcük seçimleri, anlatım biçimleri ve dilbilgisel özellikleri incelemeyi içerir.
Karakter ve Diyalog Kullanımı: Masal, çoğunlukla diyaloglar üzerinden ilerler. Heinz ve Trine arasındaki konuşmalar, karakterlerin tembel ve pratik olmayan yaklaşımlarını sergilemek için kullanılır. Bu diyaloglar, karakterlerin kişilik ve düşünce yapılarını anlatmak için etkili bir yöntemdir.
Sade ve Doğrudan Anlatım: Anlatım dili, sade ve doğrudandır. Karışık cümle yapılarından ziyade, kısa ve anlaşılır cümleler tercih edilmiştir. Bu, masalın geniş bir kitle tarafından anlaşılmasını sağlar.
Günlük Deyimler ve Söylemler: Metinde „tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş“, „erken kalkan cepten yer“ ve „acele işe şeytan karışır“ gibi Türkçeye özgü deyimler kullanılmıştır. Bu deyimler, karakterlerin bakış açılarını ve toplumsal mizah anlayışını yansıtır.
Dilbilgisel Yapılar: Masalda, zaman ve kip ekleri karakterlerin tembellik ve iş yapmama konusundaki tutumlarını anlatmak için önemlidir. Geçmiş zaman ve geniş zaman kipleri, olayların sıradanlığı ve sürekliliğini vurgular.
Betimleyici Dil Kullanımı: Betimlemeler, masalın atmosferini ve karakterlerin yaşam tarzını anlatmak için kullanılır. „Nefis bir balla doldurdu“ gibi ifadeler hem durumu hem de sonucu betimleyerek, okuyucunun zihninde canlı bir görüntü oluşturur.
Didaktik Unsurlar: Masal, ince mizahıyla tembelliğin ve aceleciliğin sonuçlarına dair sözler içerir. Bu didaktik unsur, hikayenin öğüt verme amacını da gösterir.
Özetle, „Tembel Heinz“ masalı, karakter diyalogları ve söylemleriyle tembellik üzerine eğlenceli bir eleştiri sunar. Gündelik dilin kullanımı ve geleneksel öğütler, metnin hem eğlenceli hem de düşündürücü olmasını sağlar.
Bilimsel analiz için bilgiler
Gösterge | Değer |
---|---|
Numara | KHM 164 |
Aarne-Thompson-Uther Endeksi | ATU Typ 1430 |
Çeviriler | DE, EN, DA, ES, PT, HU, IT, JA, NL, PL, RU, TR, VI, ZH |
Björnsson tarafından okunabilirlik indeksi | 44.8 |
Flesch-Reading-Ease Endeksi | 0 |
Flesch–Kincaid Grade-Level | 12 |
Gunning Fog Endeksi | 19 |
Coleman–Liau Endeksi | 12 |
SMOG Endeksi | 12 |
Otomatik Okunabilirlik Endeksi | 10.4 |
Karakter Sayısı | 4.061 |
Harf Sayısı | 3.333 |
Cümle Sayısı | 59 |
Kelime Sayısı | 584 |
Cümle Başına Ortalama Kelime | 9,90 |
6'dan fazla harf içeren kelimeler | 204 |
Uzun kelimelerin yüzdesi | 34.9% |
Toplam Heceler | 1.373 |
Kelime Başına Ortalama Heceler | 2,35 |
Üç Heceli Kelimeler | 230 |
Üç Heceli Yüzde Kelimeler | 39.4% |