Childstories.org
  • 1
  • Çocuk
    peri masalı
  • 2
  • Okuma zamanına
    göre sıralandı
  • 3
  • Okumak için
    mükemmel
Dört Sanatkâr Kardeş
Grimm Märchen

Dört Sanatkâr Kardeş - Masal Grimm Kardeşler

Çocuklar için okuma zamanı: 11 dk

Bir adamın dört oğlu vardı; bu çocuklar büyüyünce onlara, „Sevgili çocuklar, artık başınızın çaresine bakma zamanı geldi, bundan sonra size verebileceğim bir şey yok; dünyaya açılın, bir meslek öğrenin ve geçinmenin yoluna bakın“ dedi.

Dört kardeş, babalarıyla vedalaştıktan sonra bastonlarını alarak yola çıktılar. Bir süre gittikten sonra bir dört yol ağzına geldiler. Buradan her bir yol ayrı bir yöne gidiyordu.

En büyük oğlan, „Burada ayrılmamız lazım, ama tam dört yıl sonra yine burada buluşalım, o zamana kadar bakalım kader bize ne gösterecek“ dedi.

Bunun üzerine her biri bir yol tuttu. En büyüğü bir adamla karşılaştı. Adam ona nereye gitmek istediğini ve niyetinin ne olduğunu sordu.

Oğlan, „Ben bir meslek öğrenmek istiyorum“ diye cevap verdi.

„Benimle gel ve bir hırsız ol!“

„Olmaz! Bu namuslu bir meslek değil ki! Sonunda ipte sallanmak da var!“

„Aah, asılmaktan korkma! Ben sana sadece başka hiç kimsenin ulaşamadığı bir şeyi aşırmayı öğreteceğim.“

Oğlan sonunda razı oldu ve usta bir hırsız oldu; öyle maharetliydi ki, artık kimsenin malı güvencede sayılmazdı.

İkinci oğlan da bir adamla karşılaştı. O adam da aynı şeyi sordu, yani ne öğrenmek istediğini.

„Bilmiyorum“ diye cevap verdi oğlan.

„Benimle gelirsen seni gökbilimci yaparım, hiçbir şey gözünden kaçmaz“ dedi adam.

Oğlan razı geldi ve gökbilimci oldu. Ayrılıp giderken ustası ona bir dürbün vererek, „Bununla yerde gökte ne varsa görebilirsin, hiçbir şey senden gizli kalmaz“ dedi.

Üçüncü kardeş bir avcının yanında çalışmaya başladı ve öyle bir ders aldı ki, sonunda usta bir avcı olup çıktı. Ustasıyla vedalaşırken adam ona bir filinta vererek, „Bu tüfeğin hiçbir kusuru yok, iyi nişan aldın mı hedefi yüzde yüz vurursun“ dedi.

En küçük oğlan da bir adama rastladı. O adam da niyetini sorduktan sonra, „Terzi olmak ister miydin?“ diye sordu.

„Bilmem ki! Sabahtan akşama kadar kamburum çıkarak iğne iplikle kumaş dikmek, ütülemek pek cazip gelmiyor bana“ dedi oğlan.

„Sanki bir şeyden anlarmışsın gibi konuşuyorsun. Benim yanımda terzilik sanatının bir başka yönünü öğreneceksin! Bu çok saygın bir sanat aslında“ diye konuşan adam sonunda karşısındakini razı etti.

Oğlan onun yanında bu mesleği temelinden öğrendi. Yanından ayrılırken ustası ona bir iğne vererek şöyle dedi: „Bununla önüne gelen her şeyi dikebilirsin; isterse yumurta kadar yumuşak ya da çelik kadar sert olsun! Ve öyle bir dikersin ki, dikiş izi kalmaz!“

Aradan dört yıl geçtikten sonra kararlaştırılan saatte kardeşler o dört yol ağzında buluştu; sarılıp kucaklaştılar ve babalarının yanma döndüler.

Yaşlı adam, „Oo, hangi rüzgâr attı sizleri“ diye onları neşeyle karşıladı.

Her biri başından geçeni anlattı. Sonra da evin önündeki koskocaman bir ağacın altında oturdular.

Babaları „Şimdi sizi deneyeceğim, bakalım neler yapabileceksiniz?“ dedikten sonra ikinci oğlana bakarak:

„Şu ağacın tepesinde, iki dal arasında bir ispinoz yuvası var. O yuvanın içinde kaç yumurta olduğunu söyleyebilir misin?“

Dört Sanatkâr Kardeş Masal

dedi.

Gökbilimci dürbününü çıkarıp baktı, „Beş tane“ dedi.

Babası en büyük oğluna, „Sen ağaca çık, kuşu hiç ürkütmeden ve hissettirmeden o yumurtaları al getir“ dedi.

Usta hırsız ağaca tırmandı ve kuşu hiç ürkütmeden yumurtaları aldı, sonra da babasına verdi. Babası onları alıp masanın her bir köşesine bir yumurta koydu; bir yumurta da masanın tam ortasına! Sonra avcı oğluna dönerek:

„Şimdi bir atışta beş yumurtayı ortasından vurarak ikiye ayır bakalım“ dedi.

Avcı silahını omuzladı ve babasının istediği gibi beş yumurtayı, her birini ikiye bölecek şekilde vurdu. Hem de tek kurşunla. Herhalde özel bir barut kullanmıştı!

„Şimdi sıra sende“ dedi babası dördüncü çocuğuna. „O ikiye bölünmüş yumurtaları ve de içinden çıkan yavruları hiç zarar vermeden dikeceksin!“

Terzi cebinden iğnesini çıkararak hepsini babasının istediği gibi dikti. İşini bitirdikten sonra hırsız kuşa hiç belli etmeden yumurtaları yine yuvaya taşıdı!

Kuş kuluçkaya yattıktan sonra yavrular doğdu; ama terzi onları daha önce diktiği için hepsinin boynunda kırmızı birer ip vardı.

„Valla, hepinizi övmem gerek; zamanınızı boşa harcamayıp birer marifet öğrenmişsiniz. Yeri gelince de bunu kanıtlarsınız herhalde“ dedi babaları.

Nitekim günün birinde ülkede kızıl kıyamet koptu. Kralın kızı bir canavar tarafından kaçırılmıştı! Kral gecegündüz üzülüp durdu ve kızını bulup getireni damat yapacağını ilan etti.

Dört kardeş aralarında konuştular. „Marifetimizi göstermenin tam sırası“ dediler. Ve prensesi bulmak üzere birlikte yola çıktılar.

Gökbilimci, „Ben şimdi onun nerede olduğunu bulurum“ diyerek dürbününü çıkarıp baktı. „Onu görüyorum; ta uzakta, denizin ortasındaki bir kayalıkta, kendisine göz kulak olan bir canavarın yanında.“

Bunun üzerine kralın yanına vararak ondan kendisi ve kardeşleri için bir gemi istedi, sonra hep beraber denizdeki kayalığa ulaştılar. Prenses oradaydı, ama canavar onun kucağına yatmış uyuyordu.

Avcı, „Ateş edemem, yoksa aynı zamanda prensesi vurur öldürürüm“ dedi.

„O zaman ben marifetimi göstereyim“ diyen hırsız gizlice oraya yanaşarak canavarın altından kızı çekip alıverdi. Hayvan hiçbir şeyin farkına varmadı ve horlamasını sürdürdü.

Ama canavar uyandığı zaman prensesin orada olmadığını görünce onların peşine takıldı; çok kızgındı, ağzından ateşler çıkıyordu. Tam gemiye yaklaşıp onu devirmeye kalktığı anda avcı tüfeğini omuzladı ve onu tam kalbinden vurdu. Yaratık düşüp öldü; ama o kadar cüsseliydi ki, düşerken gemiyi parçaladı. Neyse ki, yüzmekte olan birkaç kalasa tutunarak denizin ortasında çabalamaya başladılar. Hayatları tehlikedeydi.

Ama terzi boş durmadı; cebinden çıkardığı o harika iğnesiyle kalaslara hemen birkaç dikiş attı; sonra onun üzerine oturarak geminin bütün parçalarını topladı. Sonra onları da dikmeyi becererek bir gemi yaptı. O gemiyle eve döndüler.

Kral kızını görünce çok sevindi. Dört kardeşe şöyle dedi: „İçinizden biri kızımla evlenebilir, ama bunun kim olacağına kendiniz karar verin.“

Bu kez dört oğlan arasında tartışma çıktı.

Gökbilimci, „Ben prensesi görmemiş olsaydım, sizin tüm becerileriniz boşa gidecekti. Bu yüzden kızı ben hak ettim“ dedi.

Hırsız şöyle konuştu: „Görmüşsün ne fayda! Ya ben prensesi canavarın elinden çalmamış olsaydım? Onu ben hak ettim!“

Bu kez avcı, „Sizler prensesi canavardan kurtardınız, ama benim kurşunum olmasaydı hepiniz ölmüştünüz. Onun için kız benim!“ dedi.

Terzi, „Dikiş sanatımı göstermemiş olsaydım hepiniz boğulup gitmiştiniz. Yani kızı ben hak ettim“ diye karşı çıktı.

Bunun üzerine kral, „Her biriniz aynı hakka sahipsiniz, ama hiçbiriniz kızımı alamayacağına göre sizlere krallığımın yarısını ödül olarak veriyorum“ dedi.

Bu karar dördünün de hoşuna gitti. „En iyisi aramızda anlaşalım“ dediler.

Her birine krallığın yarısı düştü ve Tanrı’nın izniyle hepsi babalarıyla birlikte mutlu yaşadı.

Başka bir kısa peri masalı okuyun (5 dakika)

LanguagesLearn languages. Double-tap on a word.Learn languages in context with Childstories.org and Deepl.com.

Arka plan

Yorumlar

Dilbilim

„Dört Sanatkâr Kardeş,“ Grimm Kardeşler tarafından yazılmış olan bir masaldır ve dört kardeşin farklı yetenekler edinmek üzere dünya yolculuğuna çıkmasını konu alır. Her biri, farklı bir ustanın yanında dört yıl boyunca eğitim alır: en büyük oğul hırsız olur, ikincisi gökbilimci, üçüncüsü avcı ve en küçüğü ise terzi. Dört yıl sonra, babalarının isteğiyle yeteneklerini göstermeleri gereken bir teste tabi tutulurlar; bu testte her biri kendi yeteneği ile katkıda bulunur. Kralın kızı bir canavar tarafından kaçırılınca, kardeşler güçlerini birleştirerek prensesi kurtarır. Hikâyenin sonunda kral kızını hangi kardeşle evlendireceğine karar veremez; çünkü her biri prensesin kurtarılmasında eşit derecede önemli bir rol oynamıştır. Kral, bunun üzerine krallığın yarısını ödül olarak dört kardeşe verir ve herkesin mutlu olduğu bir sona ulaşılır. Bu masal, kardeşlerin her birinin farklı yetenekler edinmesi ve bu yetenekleri bir araya getirerek birlikte başarılı olmaları temasını işler.

„Dört Sanatkâr Kardeş“ masalı, Grimm Kardeşler’in klasik hikayelerinden biridir ve birçok farklı yorum ve analize açıktır.
Kendini Keşfetme ve Bireysel Yetenekler: Her bir kardeşin farklı bir meslek öğrenme isteği, bireysel yeteneklerin ve kişisel ilgi alanlarının keşfini temsil eder. Bu, her bireyin kendi yolunu bulması gerektiği ve herkesin farklı yetenekleri olduğu mesajını verir.

Kolektif Çalışma ve Takım Ruhu: Kardeşler, prensesi kurtarma görevinde herkesin kendi uzmanlık alanını kullanarak birlikte çalışır. Bu, işbirliğinin ve takım halinde çalışmanın önemini vurgular. Her biri, eşsiz yetenekleriyle görevi yerine getirmede kritik bir rol oynar.

Adalet ve Karar Verme: Prenses kurtarıldıktan sonra, kardeşler arasında kimin onunla evleneceğine dair bir tartışma yaşanır. Sonunda, kral dört kardeşe krallığın eşit bir şekilde bölünmesini önerir. Bu, adaletin ve eşit paylaşımın önemine dikkat çeker.

Öğrenme ve Eğitim: Masal, eğitimin ve öğrenmenin yaşamda ne kadar önemli olduğunu gösterir. Her kardeş, öğrendiği sanat sayesinde zor durumlardan kurtulur ve bu da eğitimin değerini vurgular.

Aile Bağları: Hikaye, kardeşlerin birbirine bağlılığını ve desteklerini de vurgular. Her biri kendi yolunda ilerlese de, sonunda birleşerek aile olarak hareket ederler.

Fantastik Yetenekler ve Sembolizm: Her kardeşin sahip olduğu ustalaşmış yetenekler, gerçeküstü bir nitelik taşır ve masalın fantastik öğelerini güçlendirir. Bu öğeler, bazen kişinin gerçek hayatta ulaşamayacağı idealleri ve arzuları simgeler.

Bu masalın farklı yorumları, okurun hangi noktalara daha fazla önem verdiği ve hangi dersleri çıkarmak istediğine bağlı olarak çeşitlenebilir. Her yorum, okuyucunun kendi hayat deneyimlerine ve değerlerine göre değişiklik gösterebilir.

Grimm Kardeşler’in „Dört Sanatkâr Kardeş“ masalının dilbilimsel analizi birkaç farklı açıdan ele alınabilir. Burada özellikle karakterlerin konuşma biçimleri, kullanılan dilin özellikleri, masalın anlatımındaki dilsel unsurlar gibi konulara değinelim.

Dil ve Söylem Yapısı

Basit ve Doğrudan Üslup: Masal, klasik halk hikayelerinde olduğu gibi oldukça basit ve doğrudan bir üslupla yazılmıştır. Dili, geniş kitlelerin anlayabileceği şekilde sade ve açıklayıcıdır. Örneğin, diyaloglar kısa ve net bir şekilde verilmiş; karakterlerin niyetleri ve duyguları doğrudan ifade edilmiştir.

Üçüncü Tekil Anlatıcı: Anlatıcı her şeyi bilen, karakterlerin iç dünyasına hakim, üçüncü tekil şahısta bir anlatıcıdır. Bu anlatım şekli, okuyucuya masal dünyasının kurallarını ve olaylarını dışarıdan bir gözlemci gibi görme imkânı tanır.

Karakterlerin Diyalogları

Doğal Konuşma: Karakterlerin konuşmaları, günlük dilde olduğu gibi doğal ve akıcıdır. Bu, okurun karakterlerle daha rahat empati kurmasına yardımcı olur. Örneğin, büyük kardeşlerin arasında geçen anlaşma, sade ve anlaşılır bir dille ifade edilmiştir.

Mesleklerin Tanıtımı: Her bir kardeşin karşılaştığı adamla yaptığı diyaloglar, onların meslekleri öğrenme süreçlerini ve bu mesleklerin cazibesini öne çıkarıyor. Dil burada öğretici ve bilgilendirici bir işlev görüyor.

Simgesel ve Kültürel Anlamlar

Meslekler ve Yetenekler: Dört kardeşin öğrendiği meslekler – hırsızlık, gökbilim, avcılık ve terzilik – sadece bireysel becerileri değil, aynı zamanda toplumsal rolleri ve insan doğasındaki çeşitli yetenekleri temsil eder. Dil, bu mesleklerin her birine toplumsal bir değer atfederek okuyucuya bu rollerin önemini vurgular.

Toplumsal Mesajlar ve Değerler: Masal, bireylerin kendi yeteneklerini geliştirmelerine ve toplumda bir yer bulmalarına dair öğütler verir. Baba figürü, çocukları meslek öğrenmeye teşvik ederek sorumluluk alma ve kendi ayakları üzerinde durma temalarını işler.

Dilsel Figürler ve Anlatım Teknikleri

Anlatım Teknikleri: Masal, klasik anlatım tekniklerinden olan „üçleme kuralı“ (masalda dörtleme) ve „başarıya ulaşma“ yapısını kullanır. Her bir kardeşin meslek öğrenmesi ve sonrasında bu yeteneklerini kullanarak başarılı olmaları, dilde tekrar ve ritmik bir yapının oluşmasına katkı sağlar.

Simgesel Anlamlar: Masalda kullanılan dil, sembolik anlamlarla yüklüdür. Yumurta, kuş, canavar gibi unsurlar sembolik anlamlar taşır ve dil, bu sembollerin okuyucu tarafından çözülmesini kolaylaştıracak şekilde düzenlenmiştir.

Sonuç

„Dört Sanatkâr Kardeş“, Grimm Kardeşler’in birçok masalı gibi öğretici ve eğlendirici olmanın yanında, dilin sade ve etkili kullanımıyla dikkat çeker. Kullanılan dil, hem bir hikaye anlatmakta hem de karakter gelişimini, toplumsal değerleri ve bireysel başarıları hikaye boyunca işlemekte belirgin bir şekilde rol oynar.


Bilimsel analiz için bilgiler

Gösterge
Değer
NumaraKHM 129
Aarne-Thompson-Uther EndeksiATU Typ 653
ÇevirilerDE, EN, DA, ES, PT, FI, HU, IT, JA, NL, PL, RU, TR, VI, ZH
Björnsson tarafından okunabilirlik indeksi46.1
Flesch-Reading-Ease Endeksi0
Flesch–Kincaid Grade-Level12
Gunning Fog Endeksi19
Coleman–Liau Endeksi12
SMOG Endeksi12
Otomatik Okunabilirlik Endeksi10.5
Karakter Sayısı6.790
Harf Sayısı5.540
Cümle Sayısı98
Kelime Sayısı965
Cümle Başına Ortalama Kelime9,85
6'dan fazla harf içeren kelimeler350
Uzun kelimelerin yüzdesi36.3%
Toplam Heceler2.324
Kelime Başına Ortalama Heceler2,41
Üç Heceli Kelimeler403
Üç Heceli Yüzde Kelimeler41.8%
Sorular, yorumlar veya deneyim raporları?

Gizlilik Politikasını.

En iyi Masalları

Telif hakkı © 2025 -   Hakkımızda | Veri koruması |Her hakkı saklıdır Tarafından desteklenmektedir childstories.org

Keine Internetverbindung


Sie sind nicht mit dem Internet verbunden. Bitte überprüfen Sie Ihre Netzwerkverbindung.


Versuchen Sie Folgendes:


  • 1. Prüfen Sie Ihr Netzwerkkabel, ihren Router oder Ihr Smartphone

  • 2. Aktivieren Sie ihre Mobile Daten -oder WLAN-Verbindung erneut

  • 3. Prüfen Sie das Signal an Ihrem Standort

  • 4. Führen Sie eine Netzwerkdiagnose durch